7 Ocak 2013 Pazartesi

Gençlik ve Gelecek- 7 Ocak 2013

Gençlik ve Gelecek 

İlk programımızda


Programın amaçları

Gençlik ve Gelecek programına neden ihtiyaç var?

Telefon konuklarımız:


Ebru Çoban (Köln)

Öğretmen
Uyum Meclisi Üyesi


Yayından:
‘’Eğitimin önemini burada anlatmak istiyorum.
Almancaya öncelik gösteriliyor. İlk önce ana dil konuşulması lazım. Çünkü konuşulmayınca unutuluyor. Unutulmaması, önem gösterilmesi gerekiyor.
Burada faaliyet gösteren, çok etkinlik yapan bir gençlik var.’’


Levent Karadağ (Münih)
Elektronik Mühendisi
Bavyera ve Çevresi Eğitim Danışmanı
Eski Türk-Alman Öğrenci Derneği Başkanı

Yayından:
‘’1996 yılında önceki öğrenci arkadaşlarımızın kurmuş olduğu Türk Alman Öğrenci Birliği adında bir derneğimiz var. Ben 2004 yılında bayrağı teslim aldım, 2006 yılına kadar başkanlığını yaptım.
Bu arada Almanya’da tespit ettiğim bazı sorunlar vardı. Bu sorunlar hala devam ediyor.
Biz bu sorunların çözümünün eğitimden geçtiğine inandık.
Almanya’nın ekonomik durumunun biraz eskiye göre zayıflamasından dolayı, aileler artık çocuklarının geleceğinin kesinlikle eğitimden geçtiğine inandıkları için eğitime biraz daha önem vermeye başladılar.
Gençlerimizin hem kendi dillerini hem de bulundukları ülkenin dillerini çok iyi bilmeliler. 
Bunu yapabildikleri zaman sıkıntılarını dertlerini daha iyi ifade edebilirler.
Politik anlamda siyasette de etken olabilirler.’’

Prof. Dr. Hayriye Erbaş
Program Danışmanı
A.Ü. D.T.C.F.
Sosyoloji Bölümü Başkanı

Program sunucusu: İpek Erdem



Yayından:
‘’Yeni başlayan ve 1 yıl sürecek olan bu programın, gençlik ile ilgili olması yaşadığımız dönem açısından çok anlamlıdır. Şu an da dünyaya baktığımız zaman yaşanan ekonomik durum değişmiştir. Biz Türkiye’den gözlemlerimizle, yapılan araştırmalardaki bulgularla, katılan konuklarımızla, önümüzdeki dönemlerde neler olabileceğini kestirmeye çalışacağız.Dolayısı ile bu programın gençlik ve gelecek olmasının altındaki önem ve anlam buradan kaynaklanıyor.
Programımızda topluma katılım anlamında gençlikle ilgili konuları tartışmak istiyoruz.
Arkadaşlık, mahalle, okul, komşuluk, evlilik ilişkileri çerçevesinde konuşmalarımız olacak.
Siyasal katılım, siyasal yaşam başlığı altında konuşacağız. Gençlerin siyasetten beklentileri vs.
Bir diğer konu iş yaşamı olacak. İş yaşamında gençlerin katılımı nasıl? Çalışan gençlerin sorunları nelerdir konularını ele alacağız.
Eğitim ve katılım konularına değineceğiz.Teknolojinin etkisinde olan gençliğin nasıl etkilendiği, gençliğin boş vakitlerini nasıl değerlendirdiği gibi alt başlıklarımız olacak.
Bu programın ana başlığı çerçevesinde, gençliğin geleceğinden ne beklediği ve gençliğin kendini nasıl değerlendirdiği konuşulacak. Kısacası gençlerin yaşadığı ve ya yaşayabileceği sorunları ele almaya çalışacağız. 
’’

Yayından:
‘’Gençlik konusunda herkesin uzlaştığı bir tanım yoktur. Kimisi bebeklikten yetişkinliğe geçişe kadar ki dönem diye nitelendirirken kimileri de 14-24 ve ya 15-25 yaş arası sınırlandırmalar yapıyor. Bu yaş dilimine bağlı kalmak malesef her şeyi ifade edemiyor. Çünkü gençlik sosyolojik, psikolojik, fizyolojik, biyolojik yönleri olan bir kavramdır. Gençlik, yaşamın belli bir dönemini içine alan  bir kavramdır. 

Gençlik dediğimiz zaman o yaşam diliminin özelliklerinin ne olduğuna dikkat etmeliyiz.Sosyolojik olarak baktığımız zaman, o yaşam diliminin temel özelliği insanların kendi geleceklerini kurmaya başladıkları ve geleceklerinin yönünü biçimlendirdikleri dönemdir. O dönemde insanların karşısına ne kadar geleceğe yönelik olanaklar sunulursa gencin geleceği de o kadar bellidir. Gencin geleceği ne kadar belliyse toplumun geleceği o kadar bellidir. Toplumun geleceği ne kadar belliyse dünyanın geleceği o kadar bellidir.
Gençler homojen bir kitle değildir. Bölgelere, konumlarına, ailelerinin statülerine gibi bir çok gruba ayrılabilir. Mutlaka hepsinin sorunu ayrı ayrı ele alınmalıdır.   ’’

 DİNLE: 1. Bölüm (20'29") Ebru Çolak, Levent Karadağ, Hayriye Erbaş
DİNLE: 2. Bölüm (25'15") Levent Karadağ, Hayriye Erbaş

1 yorum:

  1. Sayın Turan,

    Programın ilk bölümünü dinledim. Avrupa'daki Türk Toplumu üzerine çalışan araştırmacılar ve karar alıcı kamu görevlileri için rehber olacağına inanıyorum. Hayırlı olsun. Başarılar.

    Dr.Doğan
    Köln-Almanya

    YanıtlaSil