14 Ocak 2013 Pazartesi

Gençlik ve Gelecek - 14 Ocak 2013

Gündelik yaşam ve katılım


  • Arkadaşlık
  • Mahalle
  • Okul
  • Komşuluk
  • Evlilik
Bu konularda düşüncelerinizi bizimle paylaşın.
Dilerseniz canlı yayınımız sırasında size bağlanalım, dilerseniz düşüncelerinizi kaleme alın ve dh@trt.net.tr adresine gönderin.

14 Ocak 2013 yayınımıza katılan program konuklarımız:
Emre Ünver

Emre Ünver (Berlin)
Yüksek Lisans Öğrencisi


Yayından:
''Türkiye’den gelen gençler ile burada doğan gençler arasında ayırım yapmak lazım.
Türkiye’den ilk geldiklerinde bir süzgeçten geçmek zorunda kalıyorlar. Bu süzgeçten geçerken birçok sorunla karşılaşıyorlar. Dil öğrenmek zorundalar, adaptasyon sağlamak zorundalar.
Buraya akrabaları olup gelenler var, yalnız başına gelenler var.
Yalnız olanlar tüm sorunlar ile tek başına mücadele etmek zorunda kalıyorlar.
Almancayı öğrenemedikleri sürece topluma adaptasyonu daha da zor oluyor.
Burada yetişen Türk gençleri ile de bağları çok sıkı olmuyor.
Ama burada yetişen arkadaşlarımız arasında üniversite okuyan çok insan var.
Gelecek vaat eden çok gençler var.
Türkiye’den gelip, üniversite okuyanların ve başarılı olanların sayısı artmaya başladı.''


Medine Özkan Gence
Medine Özkan Gence (Düseldorf)
Üniversite öğrencisi

Yayından:
''Ben haftanın 3 günü Duisburg kentinde bir ilk okulda çalışıyorum. Pazartesi Çarşamba ve Cuma günleri buradayım. Diğer 2 günde de Aachen’de, okuduğum şehirde Türk çocukları ile okuma çalışmaları yapıyoruz.
Bu yapmış olduğumuz okuma çalışmaları sonrasında yarışmalar yapıyoruz, çocuklara hediyeler veriyoruz.
Türk çocukları ve Türk veliler ile birlikte çalışıyoruz.
2001 senesinde Almanya’ya geldim. İlk geldiğimde hiç alışamadım buraya. Sürekli geri dönme isteğim vardı. Daha sonra arkadaşlıklar edindim, çevrem oldu ve alışmaya başladım.
Azerbaycan’da doğup büyüdüğüm için oraya geri dönüş hevesim vardı ama şimdi geri dönsem yapabilir miyim bilmiyorum.
12 sene oldu oradan ayrılalı, şimdi de oraya yabancı gibiyim.
Buraya ilk geldiğimde çok zor bir süreç geçirdim. Selam bile vermeyi bilmiyordum. Söylenen hiçbir şeyi anlamıyordum.
Benim yaşadığım bölgece çok Türk vardı. Onlarda sağ olsun alışmam için çok destek oldular.
Bizim Türk milleti bildiğiniz gibi her zaman her yerde her insana yardım etmek için can atıyorlar.
Bana da çok yardımcı ve destek oldular. Böyle böyle bu günlere geldik.
''

'' Avrupa’ya geldiğimiz zaman büyük hayallerle geliyoruz.
Benim kafamda çok büyük hayaller vardı, Avrupa’yı gezeceğim bütün şehirleri göreceğim diye.
Gelişmişlik tabi ki var ama geldikten sonra büyük hayal kırıklığına uğrayan, ben buraya niye geldim diyen çok insan var. Çünkü ne kadar kendi çabalarınızla toplumda yer etmeye kalksanız bile tam olarak bir parçası olamıyorsunuz buranın. 
Eğer bir akrabası yoksa burada insanın ve kendi başına yaşıyorsa ilk öğrendiği şey yalnızlık oluyor.
Birlikte evler tutuluyor o zaman iletişim daha güçlü olabiliyor ama yalnız yaşıyorsanız o yalnızlığı tanıyorsunuz.
Buradakilerle iletişim kurabildiğiniz taktirde, Dünya’nın her yerinden gelen insanları tanıyabiliyorsunuz aynı zamanda.
Onların kültürel farklılıklarını tanıyorsunuz. Genel kültürünüz gelişiyor, ufkunuz genişliyor.
Bu da çok büyük bir artı.
Türkiye’den üniversite okumaya gelen arkadaşlar kesinlikle sıkıntılarla karşılaşacaklardır.
İlk başta yalnız kalacaklar, başka kültürler tanıyacaklar. 
Sokaklarındaki insanlar olmayacak dışarıda. Bambaşka insanlar olacak ve bunları tanımak zorunda kalacaklar.
Bu adaptasyonu atlatabilmek için de çok girişimci olmak, çok cesur olmak ve çok konuşmak gerekir.
Sürekli iletişim içerisinde olunmalıdır.''

Doç. Dr. Levent Ünsaldı
Ankara Üniversitesi
Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi
Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi

 DİNLE: 1. BÖLÜM (Medine Özkan Gence, Emre Ünver, Levent Ünsaldı) 
 DİNLE: 2. BÖLÜM (Emre Ünver, Levent Ünsaldı) 


dur."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder